Çağatay AKINCI’nın Şiirleri

S’inmişim hayatın karanlık köşelerinden sensizlik dolu sensiz dipsiz kuyusuna,
E’llerim her an duada seni daha fazla özlemeye, ben inerim ellerim inmez Aşk’a kadar,
L’inç edilircesine yaşıyorum sana yazamadan, sensiz her kelime bir yıldırım kalbime,
C’ani zaman öyle aç ki tüm ruhumu açtım yine doymadı gözlerin rota hedefine,
E’zanlar şahidim acıma, acımasız şeytan acımaz ki acıma, açılır acının açılarına,
N’efeslerim hicranına, sözlerim hasretine, bakışlarım özlemine ait, gerisi ve ilerisi hiç, ötesi sen….

S’uratımı hayal etmeye dayanabilir ne kudret ne sabır,
E’llerin kadar imkansız ve serin aşk denizi hatrı alır,
L’evh-i kalemle deşerim kalbi bulacaksam seni, bu can buna dayanır,
C’anım ve sefam adak iken aşkına ölememek en büyük kahır,
E’hl-i Halden geçtim nefesin için bilirmisin bu nasıl olaydır?
N’amazım, nazarım, namım, naaşım, son adımım sanadır…

S’öndü tüm ateşten yazılar izleri kaldı bir dizi,
E’cnebi halim, hasretim! Karanlıklar kalbimin isi,
L’atifesi olmalı olmayışın, şeytan gördüğünde bizi,
C’ANANIM! Hatırlayamadıkların Aşk’ın hicvinin gizi,
E’r bana yoksa her gökgürültüsü hıçkırığımın tizi,
N’eyleyim sensizliği hatırlamıyorsan bu son dizeyi,
N’ârda Yâr iken bize nefesimi içine çekişinin izini…

S’en en güzel cemali Allah’ın bana gökten nurların eşliğinde Hz.Muhammed’in elinden tutmuş bir halde yanıma inen,
E’llerimi huzurunda açtım bir gece, yaratılan her evren artık bürünecek o geceye, giden ben geriye kalan sadece sen,
L’ümeni gözlerinin sonsuzdan öte yürüdüğüm en zifiri yollarda deniz fenerim, garibim sevmeye Hakk’tır seni seven,
C’elali özlemin, helal varlığım Aşk’a gözlerim özlemindeyse Hakk’ın tüm sıfatlarına açılan tünel sahip olduğun lümen,
E’n derin yer kavramı yoktur evrende ezberini bozan gözlerinin en derininde Hz.Muhammed bekliyor bize olmaya yaren,
N’aklen seven sevgiye sevilen sevene sahip, sevilen sevgiye seven sevilene ait, sen bana ait ben sana sahip, sevginin eni bizim en….

S’ahili yokki gönlümün gül yüzündeki gökyüzündeki gökkuşağında,
E’ser poyraz ustura gibi bilincimin üzerine ağzı kulaklarında,
L’irik hiçliğin ateşinde duymak merhameti sağanak halde sandalda,
C’ellat zaman belimi büktü senle, gel de gülümse doğrulsun bir anda,
E’ndamın köprüden geçerken attı bizi aşağıya sensizliğin uçurumunda,
N’akşediyor acın ilmek ilmek gönül halıma elvedaların da sırada…

S’ürekli bir acı süreksiz bir sen süzülmüş süresiz süreye hapisim şeytanın kürekle gömerek sürdüğü,
E’llerini sür bir kere yüreğime kıvılcım yaksın her şeyi söndürme, döndürme geri her an gördüğünü,
L’azım etme öldürmeyi ölüme, öldür karşımda ürkek kalan iblisin son dürttüğü közünü, al artık öcünü,
C’üretkardır aşikar ben gaip, aldanma eğer yüreğime sahipsen bir kez olsun kullan Aşkımızın gücünü,
E’vrendeki hiç bir zerre davranamıyor ben olmaya, kavra kavramımı avla mavranı kovala kovayla ovada ölümü,
N’azik olma, taziksiz dolma, fazik aşka hazık aşık ol, mazik olan her zaman nazik görünür, El-RÂZIK olarak geçir gününü….

S’eçilen özlem, seçilmeyen hasret, seçimlilik hicran, seçimsizlenebilmişlik Sen,
E’mir özlem, emredilen hasret, emirleştirelemeyen hicran, emreden Sen,
L’ehim özlem, lehimlenmiş hasret, lehimlenen hicran, lehimleniş Sen,
C’an özlem, cansızlık hasret, canlanamayan hicran, canlanış Sen,
E’ritme özlem, erimişlik hasret, eriyememek hicran, eriyiş
N’iyazlanamayışlık SEN, nizamlanış SEN, nurlanmışlık SEN, SADECE SEN….

S’üre hayal et sen olmadan sen dolan,
E’ziyettir saymak her anı kaybolan,
L’af ebesinin her kelimesi yalan dolan,
C’enazemi kılmak her gece kaderim olan,
E’srarlı olay Sela’lalarımda sen okunan,
N’azikçe toprak atan ellerin bana dokunan…

S’alyangozmu daha aşıktır gül mü?
E’bed kesilirken sanki güldü mü?
L’abirentte baktığın her yer al mı?
C’ansız beden hiç sevap aldı mı?
E’v isterken gökten gelen sal mı?
N’ikahtan hiç aşkımı sana saldım mı?

S’ürgün insan kibirlenir güneşe dahi bakamazken,
E’smeye çalışır semada kendini insan sanamazken,
L’inç eder nefsi ebedi, baktığı halde göremezken,
C’andan ayrıyken camdan aşka bakmak bana mesken,
E’n büyük yükü kaldırsan neye yarar ben olamazken,
N’erede diye sorma bulamazsın beni hiç olamazken,
N’erede diye sormam ben olamazdım biz olamazken…

S’erzenişim nefsine Aşk’a kafa tutacak kadar zalim,
E’debim ebedi iblise kalbinde olduğu için sağsalim,
L’imitsiz halde ben dışında göremez kalbini hiçbir alim,
C’anının tacını iblisin takması… Nedir bilir misin halim?
E’ğik boynum senin, sen de iblisin elindeyken kalırmı hiç mecalim.
N’efesim bu yoldayken sahip olacağın en yüce muallim…

S’erap yanında hayal kalır her bakışında şu gönüle,
E’msalsiz halde umurun olmayışı saplanan kalbime,
L’inç edilmek kainatça her an yokluğunun bolluğundan elde,
C’üzlere parçalandı varlığım sensizlikten gel etme!
E’şliğinde rüzgarın yağmurda ateş olup düş şu kalbe,
N’adasa bırakma toprağımı yoksa nara atamaz sessizliğim göğe…

S’u yaşayacak sende, kabı kırılınca azrail tarafından,
E’ğer ki özlersen çiğ tanesini bir şafak… Dağlara yaslan,
L’isanım sende kalacak imanın olduğu sürece buna inan,
C’anana can vermek için var can, can için canan sonsuz zaman,
E’sirge beni kendinden esirinim esirdiğimden beri seni sende kaybolan,
N’asır ve yosun tuttu ismin dilimde oysa ki aşkın nüshasıyız YA CANAN!

S’üzgeç misali oldu kalp kokunu taşıyan yıldızlar sebep buna,
E’ğriltir Aşkının deryası sığmaz kaba ve eğilir dolamaz bana,
L’okman Hekimdir gözlerimden süzülüp dolmazı dolduran kana kana,
C’esetler nerede?! Kefenleri elimdeyken bu kadar mı zor kıymak cana,
E’şittir çeşitler birbirlerine, var oluyor sensizlikler yanımda,
N’eyleyim nefesin olmadan Sur’dan çıkan “HU”‘yu kulaklarımda.

S’isli her yer göremezsin hangi yöne gideceğini,
E’ndişe etme kalbimin pusulası bilir bilemeyeceğini,
L’akin cebinde mi? Değilse sorma nerede dirileceğini,
C’üdanın doruğunda hüdaya sor nereden temin edeceğini,
E’zoterik bilgiler öğretmez neyi sevip neyi sevmeyeceğini,
N’öbetçi ol gecelere, uykuyu tükürmezsen bil öleceğimi…

S’ürekli ve sıradan birleşir ülkülerle birlikte,
E’ller semaya kalkınca değer mi parmaklar sevgiliye?
L’eylek göç eder elveda diyemeden perişan halde,
C’umhuriyeti kurduğunda dalgalanacak bayrak elimde,
E’limde diyorum da bilir misin ellerim kaldı nerede?
N’uhun gemisi demir attı nehrine Aşkın elleri içinde,
N’eye yarar kopan tufan tutmazsan gemimdeki ellerimi?…

S’ürekliyor sensizlik tüm varlığımı azabın derinliklerine,
E’n dibinde olsam cehennemin cennet sayarım sensizliğe göre,
L’okomotifim aşk taşıyan kabininden sensizlik taşan kalbime,
C’ihanımsın beni var eden, sensizlikle mahfeden, ecel nerede?
E’vlendim sensizlikle, saygılarımı iletiyorum nikahı kıyan iblise,
N’akaratıdır sensizlik aşk şarkısının, dinledi sağır sultan bile….

S’eller gelip götürdü ellerimden seni güneşlerim yetmedi,
E’celim ol ki olsun nefesin son nefesim bu neferi ölmedi,
L’âdese tutuştuk kaybettim, aklım seni görünce gitti gelmedi,
C’üzdanımda sensizlik var kainat böyle zenginini görmedi,
E’vreni satın aldım da sonsuzluk saçının bir teli dahi etmedi,
N’e Aşk bile kendini izlemesini seni sevdiğim kadar sevemedi…

S’ızlatıyor yokluğun iliklerimi iklimim her zaman kutup,
E’riyip donuyorum her an, ansızın değişir halim yok olup,
L’ebbeyk! İliklerim ceketimin düğmelerini sensizlikle dolup,
C’an denir sahip olduğun tek ana, öldüm an yerine sen koyup,
E’riyip karışmadım, yok olup aradan çekildim olmayışına doyup,
N’oksan varlığıma noktayı koydum, 6 harfi kazımak için her zerreyi oyup….

S’eni değil sensizliği anla diye ikinci şiir yapıtaşı gözyaşı,
E’l’leri değil de ellerimi tut ki kalbim olmasın cehennem taşı,
L’akin tut ki yarın takvimden düşen yaprak olacak bedenimin naaşı,
C’iddi ciddi buruşturup çöpe atabilir misin gözlerimdeki yaşı,
E’zelin ve ebedin olduğum halde ecelimiz olmak mı isteğinin başı,
N’e fark eder Cananım! Yeter ki ecelimiz ol ecelimin değil aşı….

S’ensizlik kum saatinde katre katre artıyor azalan ise sadece biz,
E’llerini bir an bıraksam elin çarpar ters akmaya başlar saatteki giz,
L’apa lapa biz dolar bu diziye, her tanede oluşur bir sonsuz deniz,
C’enk etmesin ellerin! Saati neden alt üst etmeyişimden nefsin habersiz,
E’zelden beri bırakmadım ebede dek bırakmayacağım ayrıntı gereksiz,
N’eden sorusunun türevlerine vereceğim tek cevap olacaktır “Peki ya biz?”….

S’ensizlik ve sevmek hemdem, açığa çıkardıkları sadece elem,
E’msalsiz bir gem vurulan yüreğime, duyulan sesindeki irem,
L’eke mi yoksa lanet mi? Gördüğün sadece sahip olduğun bir dem,
C’ebbâr Aşk! Yeterince ıslah olmadım mı? Nerede sinemim olan didem?
E’fkarım sensizliğe değil olmadığından varlığımın başında tuğsem,
N’eredesin Ey Busem, Dilem, Gülfem, Buğlem, Eslem, Ayşem, Ecem, Güldem!
N’olur gel Ey Sevdem! Gel artık yüreğime şebnemden olup bir çiğsem….

S’öylenmemiş o kadar sözüm,közüm, tözüm var ki var olan sensizlik ateşinde,
E’riyorum gözlerinde, eremiyorum gönül evine, er gibi savaşıyorum siperinde,
L’âyemut kalbim bilmezdi ölmeyi gözlerinde öğrendi, kirpiklerinin dizlerinde,
C’ehennemin cennetinde uyuyakalıyor kalbim hicranına, sesini her işitişimde,
E’s Cananım Es kalbime kulaklarımdan ki mest et konuşayım kendimle sen diye,
N’erede diye diye ahbap oldum dağlarla taşlarla, Nolur al artık şeytanı tiye,
N’akşoldu şu hayal kalbime, fısıldıyorsun kulağıma ‘Ey Aşk!Geldim yanına!’ diye….

S’andalda olsak sadece ikimiz okyanusun ortasında, gerekir mi sence kürek,
E’lbet belliydi fırtınanın seni benden alacağı günün gelmesi dillendirerek,
L’âgvettim küreği, var ettim yüreği, yürek oldu kürek, sensizlik elbet bitecek,
C’ümlelere nokta engel oldu, okyanuslar yuttum, amacım yüzmeden sana koşabilmek,
E’klendi yuttuğum okyanuslara gözyaşlarım, düşman oldular bana birlenerek,
N’afile koşabilmek, tek çare yüzmek, asırlarca geceler boyunca kulaç attım üşüyerek,
N’e haldeyim Ey Herşeyim! Geçti yıllar deniz kabuklarına Seni Sevdiğimi söyleyerek,
N’eredesin Ay yüzlüm! Seccadem yakamozlar kıblem Ay namazlar kıldım kükreyerek,
N’eredesin Ey Cananım! Gerekirse bir kürek yaşayacaklarım yanında bunlar kalır cennet…
N’eredesin Ey Meleğim!!! Gerektirme bir kürek!!!…
N’eredesin Ey Yüreğim! Kölen de kulun da köpeğin de köçeğin de köteğin de olurum severek…

S’eni Seviyorum dediğim her an özgürüm yıldızlar kadar,
E’vleviyet her harfi varlığımdan öte ruhuma zülfikar,
L’ügat paralasam cennet didarını anlatamam kalbim çağlar,
C’an noktası bu iki kelime Aşk’ın yüreğim buna mazhar,
E’brar pınarı yüce nazarın ildar ruhuma, olur ruhum lalezar,
N’igar bakışlı bahar gözlüm, şuaran sadece yanında olduğunda bahtiyar…..

S’özlerin kader tohumlarından aşk suyuyla biten bir gül,
E’celini getiririm gazellerimle ezelin sen yeter ki gül,
L’üzuci tümel yasaları siler atarım altı üstü bir gönül,
C’amisinde mihrapsın Aşkın, secde ederken oldum aytül kül,
E’melim gözlerin, Mine’l Aşk sözlerin, bakışların bingül,
N’alanım sensizlikten, aynı camide gasilhaneyim ay eylül….

S’ilik her anım yaşanmamış gibi sen yoksan yanımda,
E’llerine sarılmadığında ellerim, can noksan canımda,
L’âtuhsa kalbimde doğan güneşler varsan kollarımda,
C’inayetler işler her an olmayışın, ıraksan ufkumda,
E’sansın her damlasıyla yağmur gibi yağsan toprağımda,
N’uru umur etmem, nazil olan umur kokun olur varlığımda….

S’en dediğimde evrende yankılanır sesin, titreterek tir tir her zerreyi sesimi kazıyarak,
E’traf kelamı rafa kaldırılır yankının ardından Aşkın tüm kudretiyle geldiğimde,
L’af edecek hali kalmaz hayat sahibi hiçbirşeyin, korkudan herşeyi unutup inerler en aşağı,
C’ennette olsalar ilimimle cennetlerini yakarım, noktaya kaçsalar noktalarına noktayı koyarım,
E’remez hiçbir zerre yakınıma değil uzağıma dahi, kalbimin sonsuz çapı sarılı Tarığın nuruyla,
N’efret değil,merkezimdeki büyüyen senin kabuğu El-Kadir, El-Celil, El-Kahhar, El-Hafıd, el-Müzill, el-Kavi…

S’abır mahseninde sensizlik tohumlarını katre katre suluyor şu gecelerde olmayışın,
E’s penceremden varlığıma, var kıl sonbaharda gülü, artık doğmasın doğmayışın,
L’eventim olmayışında, ent oldum dolmayışınla, sensizliğin kışında dondu yaşım,
C’amekânken dünya tek mevsim bahardı, gelişin sonsuz rahmet, ardından gelense kışım,
E’vren düzenine böylece bir madde eklendi, mevsimleri var ettim çünkü ben kışım,
N’ova değil supernovadır ;Ayn, Şın, Kaf harfleri. Her zerre AŞKtır peki ya “ŞIN”?…

S’ilsilesidir sonsuz Aşk’ın; sihirli bakışın ardından gizemli gülümsemen,
E’vliyalar sinirli olur bu silsileyi izlediğimde yediremediklerinden,
L’acerem bu sinirli hal sevgiyledir, sevimlidir tüm görebildiklerinden,
C’ezbe halindeyim her daim sensizlikten, bunu gizlemek ötededir tüm gizlerden,
E’rmiş olan arif arifliğinden tövbe eder, derleyemez bir daha terlediklerinden,
N’ahak yere yerer her zerreyi Aşk dahi onu bir daha derleyemez bu yüzden,
N’ağmeli bir söz son mısra, Aşk’ın gizlediği ben dışında herkesten,
N’abüd olan nabud olur, nail abit değil; abd olana nal olandır…..

S’en demeden bir an önce kalbime düşüyor sensizliğin sesiyle aniden Aşkın gölgesinden bir yıldırım,
E’n ulu kara parçamda yeni sensizlikler çıkarıyorum, her yıldırım bir tohum, bitmiyor kazım,
L’azım sensizlik Aşk’a, Aşk’a razıyım, her kazım bir yazım, sensizlik alnıma ait kara yazım,
C’ananım!!! Sensizlik zamanım, olmayışın mekanım, her anım sensiz anım yani sana ilelebet azım,
E’şerek gözlerimi sök, ulu çınarının köküne göm, dallarının altında kalsın gök, yapraklarına hicranım,
N’asıl, ne demek, nerede bilemezsin. Tüm sensizliğimle, tüm olmayan varlığımla, tüm sonsuzluğumla sanayım…

S’inmiş yaratımda kainatın her zerresine bakışlarındaki zerafetin sıcaklığı,
E’remeyen eşyanın hakikatine demiş Allah affeder bilmezmiş ki bakışlarını,
L’eğenler dolusu hicranın yaşını indirmeden toprağa bilinmezmiş kalbin yaşı,
C’esaretmiş özgürlüğe cilve taklaları attıracak kanat, uçamayan bilemezmiş uçmayı,
E’ren bilir Aşk’ı bilmeyi, bilyemiş varlığı bilenmiş eğimde yürüyen bilememiş bileyeni,
N’eler biliyorum gözlerinden, bilsen bilersin nefsini her an, bilmek için kalbini bileni……

Sineye çeksem de hicranı Aşktan seker kalbimin minesi erir,
E’rit beni Ey Yarim okyanusuna akıp kasırganda dalga olayım,
L’al taşlarına çarpa çarpa eriteyim belki bir soru gelir,
C’evaplar Hakk her duayı, cevapların bende, suallerinle dolayım,
E’vvela hamileyim cevaplara, suyum geldi, sorsan akacak nehir,
N’amusumdur cevaplarım, sadece Yarime cevaplarım, üç noktanım…

S’oğuk bir ortamdan manaların anasına çıkan sınanan bir yolculuk,
E’lçi gitti kalbi geldi, ben bittim, ittiğim taşlar tikli yokluk,
L’aik değil Aşk sen faiksin ben lirik, ayrılır mı hiç aza çokluk,
C’ezbetti gözlerin gerçeği, baktım, kalb merceği El-Kadir gibi tok,
E’lbet El-Bâis ve El-Bedî dilim, korkma, bizden başka birşey yok,
N’ice göremediğin tüm kollarım El-Hafîzdır, El-Mümît aklımsa ok.

S’essizce bir yağmur damlası düşer ateşin dili lal,
E’lveda derken tüm bu alemlere duyar bir nida:”Kal!”
L’apa lapa yağıyor merkeze, gözlerin her kelamı bal,
C’anlar kaçmış geride kalanların yok tutacakları bir dal,
E’lbette gök yarıldı, denecek kelam kalmadı, bakmak gerek fal,
N’efesi düşünürüm, düşünmeyenlere gerek yok kelam, yok böyle bir hal!…

Seni buldum,
Duldum gittiğinden beri,
Bana yoldun,
Kuldum var olduğundan beri.

Gözlerin olmadan,
Geçmez hayat kanı gibi,
Gözlerim dolmadan,
Yaşayamam, yerim cehennemin dibi.

İpek saçların,
Okşar ruhumun bam telini,
Senle yarınlarım,
Varlığımın gerçek sebebi…

S’erpiliyor gözlerinden bakışlar sereserpe bir halde,
E’lemimi, kederimi ancak temizler nefesin, hele bir gel de,
L’akin öldürse de gülümsetiyor yokluğun, ölmek gülümsememde,
C’ansız bedende can bulmak için gülüşünü dilenen benim dillendiren de,
E’llerimle sevince ay ışığını, gül yüzün belirir her bir zerrede,
N’efes alabiliyorum ancak gölgenin düştüğü noktalarda…

S’arılırken varlığına varlığım varlık bulup şükreder sıcaklığına,
E’rir kalbim bakışlarındaki sıcaklıkta, donup paramparça olur yokluğunda,
L’ezzetlerin pınarı akar yanaklarından, dudaklarım kurban yanaklarına,
C’üzleri kalbimin sonsuz parça, her parça haykırdıkça seni Allah’a,
E’vrenin kabrinden dayanamaz çıkar Allah için yananlar Allah’a,
N’idaları benim için, niçin kalbimdeki Aşk’ı anlatamam Allah için sana…