Sorgulama-İlim-Amel

Küçüklüğümüzden beri papağan gibi her şey bize ezberletilmiş; yahut taklit etmişiz çevremizdekileri sonra gelmişiz ilkokul çağına devam etmiş ezberci tutumumuz. ” Eh bize bu öğretildi ne yapalım! ” Ne yapalım dostum…

Sorgulamak, yapmamız gereken şey. Hani derler ya aman sorgulama dinden çıkarsın!…

“Düşünün, sonra konuşun, yanılmalardan kurtulacaksınız.” Hz. Ali 

“Herkes benim düşüncelerime katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım.” Oscar Wilde 

“Eğer insanları düşündüklerine inandırırsanız, sizi severler. Gerçekten düşündürürseniz, sizden nefret ederler.” Don Marquis 

“Düşünüyorum, öyleyse varım.” Descartes 

“İnsanların düşünmekten kaçınmak için başvurmayacakları yol yoktur.” Thomas Edison

Fikrin doğruya yönlendirmesi, fayda sağlaması, daha farklı bakış açıları sağlaması esastır. Bu yazıyı okuyan sevgili dostum. Eğer bu sitede okudukların seni hayrete düşürüyorsa, daha önce hiç araştırma zahmetine düşmediğin konularsa ya da çok az bir bilgiye sahipsen, şimdi bırak Allah aşkına şu yargıları bir kenara da kalbinin sesini dinle. Sor bakalım kalbin ne diyor sana? Tamam mı, devam mı?

İnsanların çoğunluğunun kendi fikrine ters düşen fikirlere önyargısız yaklaşmak yerine saldırma içgüdüleri var. İkinci beyinlerinin kontrolünde yeşeren zanlarının onlara özgürlük sandırdığı kirli oyunlarının bataklığına düşmüşler yanında götürebildiklerini götürüyorlar. Götüremediklerine de saldırıyorlar. Peki ya bir HİÇ’e nasıl saldırırsın?

“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçimi değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik değil, hiçlik bilincidir.”
Şems-i Tebrizi

Yılların zamanla sana seni unutturan önyargılarından, alışkanlıklarından, zaaflarından, kısıtlanmışlıklarından kurtulmak kolay mı? Neden olmasın? Bunu isteyenlerdensen (gerçekten) neden olmasın? Arayan mevlasını da bulur, belasını da. Sen neyi arıyorsan onu bulursun. Arayışta mısın? Yoksa diğerleri gibi monoton, ilizyon olan hayatına devam mı etmektesin? Deneyimlediğin üzere bunun bir faydası yok. Lakin biraz olsun sorgulayanlar için bir arayış doğuyor. Hayatı algılayışları değişiyor. Her şeyin apaçık olduğunu görüyorlar. Her şeyin gerçeğini görüyorlar. Kendi seçimlerini yapıyor, hayatlarını yönlendiriyorlar. Aslında zaten her an yönlendirmekte olduklarının FARKINA varıyorlar. Hayatını yalnızca ve yalnızca kendinin yönlendirdiğinin FARKINDA olmaman bu durumu değiştirmez. Her an kendi ellerinle geleceğini yaratıyor olduğunun FARKINDAlığı sende yoksa bunu yapmıyor değilsin. Yalnızca bunu yapıyor oluşundan perdelisin. Perdeyi kaldırmak da senin elinde, kendini kandırmak da senin elinde…

Özgürlüğe mahkumsun doğuştan,
Belki bir anahtar yaparsın bu huşla. CANFEZA

Bilgi öğrenirsin. Okuduk, öğrendik. Sürekli bir şeyler okuruz; anlatırız vs. Peki ya ne kadarını yaşayabiliyoruz? Sözümüzün arkasında duracak cesarete sahip miyiz? Güdülerimizle yaşayanlardan mıyız? Yönlendirilenlerden miyiz, yönlendirenlerden mi? Beynini kontrol edenlerden mi yoksa kontrol edilenlerden mi? Olduğu gibi görünenlerden mi, güdülenlerden mi?

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.    MEVLANA

Okuduklarınız kendiniz için atacağınız en sağlam, en kesin adımın atılmasına sebebiyet versin. Bir kişiye hizmet herkese hizmettir.

Tüm bu kavramları ve ilmi bizlere aktaran, Hakk’tan seslenen Hz. Muhammed’i tekrar analım:

İNSANLAR (YAŞADIKLARI) GİBİ ÖLÜRLER…
-Hz. MUHAMMED-