Ülkemizde Ar-Ge merkezlerinin kurulma sebebi ve bu merkezlere verilen “ödevlerin” arkasında çok net bir stratejik amaç yatar:
Bilgi üretimini ticarileştirmek ve Türkiye’nin teknolojik rekabet gücünü artırmak.
Türkiye uzun süre düşük maliyetli üretim modeliyle büyüdü ama bu model artık sürdürülebilir değil. Ar-Ge merkezleriyle firmaların kendi teknolojisini geliştirmesi, böylece yüksek katma değerli ürünler üretmesi ile bu değerlerini fikri ve sınai haklar ile koruması hedefleniyor. Bu gibi faaliyetlerin kolaylıkla gerçekleştirilmesi için firmalara birçok vergisel teşvik sağlanıyor. Bu teşvikler için firmanın gerçekten Ar-Ge yaptığına dair şeffaf ve ölçülebilir sistem kurması isteniyor. Aynı zamanda da bazı metrikler devamlı takip ediliyor. Yani aslında hem katma değerli çıktılar hem de operasyonel bazı kontroller sağlanıyor.
Merkezler yıllık olarak faaliyetlerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na raporluyorlar ve 2 yılda bir Bakanlığın atamış olduğu akademisyenler yerinde kontrol sağlıyorlar ve bu raporlarını Bakanlığın komisyonuna sunuyorlar. Bu raporlar neticesinde Bakanlık komisyonu değerlendirme yapıyor ve bu komisyonda merkezlerin durumuna yönelik karar alınırken aynı zamanda merkezlere ödevler veriliyor ve işte bu ödevler için eğer gerçekçi aksiyonlar belirlenirse bu aksiyonlar firmaların marka değerini yükseltmeleri için bir araç görevi görebilir.
Bu ödevler arasında özellikle işbirliği konusunda ülkece çok ciddi eksiğimiz olduğunu görebiliriz. Burada işbirliği konusunda çift taraflı yaptırım olması ya da çift taraflı destekleme mekanizmaları kritiktir. Örneğin üniversite ve firma işbirliğinin sağlanmasında 3. Taraf olarak Kamu da yakın takip için görevlendirilebilir ve ara çıktıların yakın kontrolü sağlanarak işbirliğinin ilerlememe sebebi net şekilde ortaya konabilmelidir. Özel sektörde yaşanan problemleri çözebilecek eşleştirmeleri yapmanın zorluğu bir yana işbirliğinin devamlılığının sağlanması da oldukça güçtür.
Türkiye’de üniversite-sanayi işbirliği genellikle kâğıt üzerinde kalıyor, çünkü:
- Tarafların hedef ve öncelikleri çok farklı,
- Ortak başarı kriterleri net değil,
Üniversite-Sanayi-Kamu üçgeni ayrı ayrı net metriklerle kontrol edilmelidir. Ülkece işbirliği kültürümüzü iyileştirmeliyiz. Bu kültür bizde (örneğin Çin’deki gibi) doğal olarak bulunmadığından bu konuda agresif çözümler de gerekebilir.
Konu Başlığı | Türkiye’de Durum | Olası Çözüm |
🎯 Stratejik Yönlendirme | Projeler genelde firma/üniversite tarafından bireysel başlatılıyor. Makro düzey yönlendirme zayıf. | Bu konuda yerel kalkınma hamlesi teşvik programı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından duyurulmuştur ve Eylül’25 sonuna kadar açık olacaktır. Kamunun firmaları bu süreçte yönlendirmesi kritik öneme sahiptir. |
🤝 İşbirliği Kültürü | Güven zayıf, hedefler uyumsuz. Sözde işbirlikleri (etiketleme). | Projelerde her iki taraf da ciddi insan kaynağı ayırabilmelidir. Bir taraf daha fazla sorumluluk alıp tek başına çözüm sağlamamalıdır. Ara çıktılar ödüllendirilmelidir. |
🏛️ Kamu’nun Rolü | Kamu daha çok “teşvik veren” ve “denetleyen”. | Kamu “eşleştirici, takipçi ve yön gösterici” olmalıdır. Burada Kalkınma Ajansları ve teknoloji geliştirme bölgeleri birlikte hedefler belirleyip aksiyon planı oluşturabilir. |
🧪 Üniversitenin Rolü | Üniversiteler çoğunlukla akademik yayın ve bütçe odaklı. Ticarileşme bilinçli değil. | Üniversiteye uygulamalı başarı KPI’ı konmalıdır. Akademisyenlerin hedeflerinde Yayın+patent+katma değer üçlüsü birlikte değerlendirilmelidir. |
📊 Çıktı Takibi & Yaptırım | KPI ve çıktılar sistematik izlenmiyor. Başarı başarısızlık ayırt edilmiyor. | Ara raporlar, bağımsız değerlendirme kurulları ile performansa dayalı devamlılık sağlanmalıdır. |
💡 Ticarileştirme Kapasitesi | Patentler üretilebiliyor ama ticarileşemiyor. | Patentin ticari değeri ölçülmelidir ve bu konuda yapılan çalışmalar aşamalı izlenmelidir. Örneğin firmada bu konuda çalışan kişi kamuya da raporlama yapmalıdır. |
📈 Fon Süreçlerinde Devamlılık | Proje bazlı ve kısa vadeli. Başarılı projelere devam fonları kısıtlı. | Başarılı projeler zincir halinde desteklenmelidir. (Ar-Ge → prototip → yatırım). Aynı zamanda proje kontrol süreci bazen pazarın dinamiklerine göre yavaş kalabilmektedir ve proje devlet desteğinden kabul alana kadar belirli harcamaları çoktan yapılmış olabilmektedir. |
🧠 İnsan Kaynağı Hareketliliği | Akademisyen-sanayi geçişleri az. Öğrenciler izole kalıyor. | Öğrenciler firmalarda aktif görev almalı ve Akademisyenlerin girişim kurması teşvik edilmelidir. Akademisyenler bu girişimlerinde öğrencileri istihdam etmelidir ve bu girişimler özel sektör desteğini kazanmak için yarışmalıdır. |
💬 İletişim ve Dil Uyumsuzluğu | Taraflar birbirini teknik/stratejik düzeyde anlamakta zorlanıyor. | Ortak eğitim modülleriyle dil birliği oluşturulmalıdır; devamlı mentorluk modeli kamu tarafından desteklenmeli ve takip edilmelidir. |

Başarısız Bir İşbirliği İçin Yapılması Gerekenler
- Firma yeni bir ürün geliştirmek ister. Üniversite ile “işbirliği yapalım” fikri doğar. İlk aşamada taraflar hedeflerini açıkça konuşmaz. Motivasyonlar farklıdır (firma → kâr, üniversite → yayın).
- Taraflar toplantı yapar. Protokol imzalanır. Proje yazılır. Hedefler soyut, çıktılar belirsiz, roller muğlak kalır. “Sözde işbirliği” başlar.
- Fon alınır. Proje takvimi başlar. Zamanla akademik ekip yavaş kalır, sanayi kanadı uygulama baskısı hisseder. İletişim zayıflar.
- Firma ürün görmek ister, üniversite teorik analiz sunar ve başarılı sonuca ulaşmaktan ziyade efora ve bu efor sonucunda akademik çıktıya odaklanır. Teknik dil farklılıkları, iletişim kopukluğu başlar. Herkes kendi disiplininden konuşur.
- Proje ara raporu yetersiz çıkar. Karşılıklı suçlamalar artar. Ara değerlendirme mekanizması yoktur. Müdahale geç kalır.
- Denetim makamları sürece sadece sonunda dahil olur. Kamu eşleştirici değil, sadece “rapor isteyen” konumundadır. Sürece yön vermez ve arabulucu sorumluluğu yüklenmez. Üniversite yayın yapar, firma zarar eder. Gerçek işbirliği gerçekleşmeden süreç sonlanır.

Sürece Dair Sık Karşılaşılan Sorular
❓ “Neden ülkemizde işbirlikleri çoğunlukla gerçek anlamda ürünle sonuçlanamıyor?”
🟢 Yanıt:
Çünkü tarafların başarı tanımı farklı. Üniversite yayınla, firma gelirle ilgileniyor ve sonucunda başarıya ulaşılıp ulaşılmayacağı belli olmasa da firmalardan yüksek fon beklentileri olabiliyor. Arada köprü yok. Ortak dil, ortak metrik ve ortak motivasyon kurulmadıkça ürün çıkmaz. Bu noktada her ar&ge merkezine üniversite destekleme zorunluluğu verilmediğinde firmalar rekabet gereği bu konuya fazla bütçe ayırmak istememektedir.
❓ “Proje sırasında neden bu sorunlar daha erken fark edilmiyor?”
🟢 Yanıt:
Ara kontrol ve objektif izleme mekanizması yoksa taraflar sadece “proje bitsin” diye devam ediyor. Oysa kamunun bağımsız gözle projeye ara aşamalarda müdahale etmesi gerekebilir.
❓ “Patent başvurusu yaptık ama ticari değer yaratamadık. Neden?”
🟢 Yanıt:
Patent başvuru sayısının yüksek olması ve özellikle tescil sayısının fazla olması kurumun yenilikçilik kültürünü desteklediğini gösteren bir teknik kriterdir; fakat tek başına ticari başarı değildir. Pazar analizi, müşteri görüşmesi ve yatırımcı desteği olmadan tek başına patent değersiz kalabilir. Bu köprülerin kurulmaması en büyük eksiklerden biri.
❓ “Kamu sadece teşvik mekanizmalarını düzenleyip ve denetim gerçekleştirmek dışında neler yapabilir?”
🟢 Yanıt:
Kamu aktif bir eşleştirici ve başarılı işbirliği sonucunda net fayda gören taraf olsaydı ve alt kurumlar Bakanlık nezdinde belirli metrikler ile izlenseydi, ortak yol haritaları çıkarılırdı. Bu model Çin gibi ülkelerde uygulanıyor olabilir.

❓ “Üniversite tarafı neden ticarileşmeye uzak?”
🟢 Yanıt:
Burada üniversiteyi suçlayamayız; mevcut sistem akademisyeni yayınla ödüllendiriyor, ürünle değil. Yayın-patent-ticarileşme üçlüsünü birlikte ölçen bir sistem olmadığı sürece uygulama odaklı motivasyon gelişmiyor.
❓ “İşbirliği yapmak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum.”
🟢 Yanıt:
İlk adım: kendi ihtiyacını ve problemlerini teknik ve stratejik olarak net tanımlamak ve ölçeklendirmek. Sonra bu ihtiyaca çözüm üretme kapasitesi olan akademik yapıları araştırmak. Kamudan veya teknoparklardan aracılık desteği alınabilir.
❓ “Projeyi başlattık ama taraflardan biri hiç katkı sunmuyor, ne yapmalıyım?”
🟢 Yanıt:
Bu tür senaryolar için projenin en başında “çekilme koşulları” ve “ara performans kriterleri” tanımlanmalı. Aksi halde proje, ‘bitmesi gereken bir angarya’ya dönüşür.
❓ “Gerçekten başarılı bir üniversite-sanayi örneği var mı?”
🟢 Yanıt:
Evet. Özellikle ticarileşmiş akademisyen girişimlerinin olduğu, teknopark destekli ve yatırımcının erken dahil olduğu projeler başarıya ulaşabiliyor. Özellikle daha önce birçok net başarısı olan araştırma merkezleri ülkemizde mevcuttur. Burada anahtar: motivasyonların hizalanması. Bu durum da zaten işe başlamadan önce sözleşme aşamasında ortaya çıkıyor.

1Zhou (2014) tarafından önerilen “Cored Model” kapsamında yapılan 4 boyutlu değerlendirme, Çin’in Triple Helix yapısındaki (üniversite–sanayi–kamu) kurumsal ve işlevsel sorunlarını tanımlamak ve çözüm önermek için kullanılan analitik bir çerçevedir. Çin’in üniversite-sanayi-kamu işbirliğini anlamak için her kurumu iki açıdan incelemek gerekir: kendi iç yapısı (çekirdek) ve diğer kurumlarla ilişki kurduğu dış alanı. Ayrıca kurumların ne olduğu (kurum yapısı) ile ne yaptığı (görevleri) da farklıdır. Zhou bu ayrımı yaparak dört alanda değerlendirme önerir: Kurumlar kendi içinde bağımsız mı? Diğerleriyle temas kurabiliyor mu? Kendi görevlerini iyi yapabiliyor mu? Ortak çalışmalara uygun mu? Bu dört soruya cevap vererek işbirliğinin nerede tıkandığını anlayabiliriz.
2Çin Uluslararası Teknoloji Transfer Merkezi (CITTC), bilim insanlarını, akademileri ve sanayi kuruluşlarını ulusal ve uluslararası düzeyde eşleştiriyor; 2014 itibarıyla 60’tan fazla teknoloji projesi için 50 milyar CNY değerinde sözleşme imzalanmıştır.
Farklı bir örnek olarak Sovyet Modeli de ele alınabilir.
Sovyetler Birliği’nde:
- Devlet her şeyin merkezindeydi.
- Üniversiteler, araştırma enstitüleri ve sanayi kuruluşları tek bir plan doğrultusunda çalışırdı.
- Bilimsel araştırmalar doğrudan ekonomik ve askeri hedeflere göre belirlenirdi.
- Bağımsız girişimcilik veya rekabet yoktu; ama kaynaklar merkezi dağıtıldığı için koordinasyon çok güçlüydü
Sovyetler Ne Açıdan Başarılıydı?
- Uzay ve savunma teknolojilerinde öncü oldular (Sputnik, balistik füzeler, nükleer teknoloji).
- Temel bilimlerde (matematik, fizik, kimya) çok güçlü araştırma okulları kuruldu.
- Bilimsel bilgi üretimi planlı, hedefe yönelik ve uzun vadeli destekleniyordu.
- Sanayi ve Ar-Ge, “plan ekonomisi” çerçevesinde birlikte çalışıyordu; çünkü ayrı hareket etmeleri mümkün değildi.
Çin modeli, Sovyetlerin merkezi koordinasyon yapısından esinlenmiş olsa da, günümüz küresel ekonomisinin gerektirdiği esnekliği özel sektör ve uluslararası işbirlikleri aracılığıyla geliştirmiştir. Bu yönüyle hem geçmişin planlı sisteminden hem de Batı’nın rekabetçi ekosisteminden öğeler taşıyan bir ‘melez model’ sunar.

Bizim de ülkece Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Araştırma Merkezleri, Kalkınma Ajansları ile hedeflediğimiz aslında bu tip bir yapıdır fakat özel sektör halen bu yapıların etkinliğine güvenmemektedir.
Dolayısıyla yapısal reformlar sadece kurumsal altyapı ile değil, bu yapıların işleyişine özel sektörün güvenini artıracak fonksiyonel dönüşümlerle de desteklenmelidir. Özellikle karar alma süreçlerine özel sektörün daha aktif katılımı çok kritiktir. Kalkınma Ajansları bu konuda zaman zaman üniversite ve sanayiyi bir araya getiren çalıştaylar düzenlemektedir fakat kritik olan çalıştaylarda alınan kararları şeffaf olarak yayınlanması ve aksiyon planının oluşturulmasıdır.
Özellikle ülke genelinde geniş tedarik zincirine sahip büyük özel sektör kuruluşları, kamu ile iş birliği içinde hareket ederek inovasyon altyapısının yalnızca kendi bünyelerinde değil, tedarikçileri nezdinde de yaygınlaştırılmasını teşvik etmelidir. Bu yaklaşım, ekosistem genelinde Ar-Ge kapasitesinin artırılması ve teknoloji tabanlı üretimin tabana yayılması açısından kritik önemdedir.
- Chunyan Zhou, Four dimensions to observe a Triple Helix: invention of ‘cored model’ and differentiation of institutional and functional spheres ↩︎
- https://en.wikipedia.org/wiki/China_International_Technology_Transfer_Center?utm_source=chatgpt.com ↩︎